"BEYOĞLU'NUN TARİHİ SOKAKLARI, BUGÜN YOKSULLUK VE UMUTSUZLUKLA DOLU"

Bozyokuş, “Bu ülkede insanlar artık geleceğini kurmayı bırakın, bugününü kurtarmaya çalışıyor. Asgari ücretle bırakın ekonomik refahı, insanlar artık hayatta kalma mücadelesi veriyor. Bu kabul edilemez” dedi.

"BEYOĞLU’NUN KALBİ BİR ZAMANLAR UMUTLA ATIYORDU, BUGÜNSE BORÇ YÜZÜNDEN TIKANIYOR"

Beyoğlu gibi bir zamanlar İstanbul’un ekonomik ve kültürel kalbinin attığı bir ilçenin bile bugün ekonomik çöküşten etkilenmekte olduğunu belirten Bozyokuş, şu sözlerle iktidarın politikalarını eleştirdi:  
"Bu sokaklardan bir zamanlar ticaretin, üretimin ve refahın yükseldiği bir toplumsal enerji çıkıyordu. Ama bugün esnafımız kepenk kapatmanın eşiğine gelmiş, işsiz gençler sokak aralarında boş umutlarla vakit geçiriyor. Asgari ücretle çalışan vatandaşlarımız ise maaşlarının üçte birini kira, geri kalanını ise faturalar ve temel ihtiyaçlara harcıyor. Peki geriye ne kalıyor? Geriye borç, çaresizlik ve bir de cevaplanması gereken acı bir soru kalıyor: Ne zaman umut tükendi?"

"İŞÇİ, EMEKÇİ VE ESNAF İÇİN HİÇBİR GERÇEKÇİ ÇÖZÜM YOK"

Yılmaz Bozyokuş, en büyük sıkıntının ekonomik politikalardaki plansızlık ve halktan kopukluk olduğunu dile getirerek şunları söyledi:  
"Bugün hükümet, insanların ay sonunu nasıl getireceğini görmekten aciz bir şekilde politika belirliyor. Emeğiyle geçinen işçi, alın teriyle çalışan emekçi, ayakta durmaya çalışan esnaf bu sistemin yükünü tek başına taşıyor. Maaşlara yapılan artışlar pazarda, markette, faturalarda zaten eriyip gidiyor. Çalışanlar açlık sınırında sürüklenirken, hükümetin masa başında yaptığı bu hesaplarla halk refaha ulaşamaz."

"BEYOĞLU'NUN İNSANLARI NE TURİSTİK ZENGİNLİK NE DE TARİHİ GÖRÜYOR"

Bozyokuş, Beyoğlu gibi Türkiye’nin vitrini olarak görülen bir ilçede bile halkın derin ekonomik problemlerle boğuştuğunu ve ilçenin yapısının dahi bu durumdan ciddi şekilde etkilendiğini ifade etti:  
"Beyoğlu, bir zamanlar İstanbul’un ve Türkiye’nin dünyaya açılan penceresiydi. Bugün burada yaşayan insanlar bırakın turistik zenginliği ya da tarihinde var olan refahı, temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanıyor. Kira fiyatları maaşlarla yarışıyor, mahalle bakkalı bir bir kapanıyor, insanlar semtlerini terk ediyor. Ekonomik politikalar bu noktaya gelmişken, açıklanan asgari ücretin gerçekte hiçbir anlamı yok."

"BUGÜNÜN BEDELİ, GENÇLERİN UMUTLARIYLA ÖDENİYOR"

Türkiye’de ekonomik ve sosyal sıkıntılardan en çok etkilenen kesimin gençler olduğunu vurgulayan Bozyokuş, özellikle Beyoğlu’ndaki genç nüfusun işsizlikle boğuştuğunu söyledi:  
"Gençler geleceği değil, günü kurtarmaya çalışıyor. Üniversite mezunu gençler dahi vasıfsız işlere yönelmek zorunda kalıyor. Elimize gelen her fırsatı değerlendirsek dahi bir maaşla gençlerin evlenmesi, kendi hayatını kurması ya da birikim yapması mümkün değil. Bugünün ekonomik faturası, gençlerin umutlarıyla ödeniyor ve bu eşitsizliğe karşı ses çıkarmak hepimizin görevidir."

"BİR EKONOMİ, SÜRDÜRÜLEBİLİR ÜRETİMLE, ADALETLE VE EŞİTLİKLE GÜÇLENİR"

Gelecek Partisi’nin çözüm önerilerine de değinen Bozyokuş, sürdürülebilir bir ekonominin ancak halkı güçlendiren politikalarla mümkün olacağını vurguladı:  
"Ekonomi büyürken bu büyüme halkın cebine de yansımıyor, çalışanın sofrasına da. Oysa bir ülkenin güçlü olması, halkının da güvende hissetmesine bağlıdır. Sürdürülebilir bir üretim ekonomisi için adaletli, eşit bir gelir politikası uygulanmalıdır. İnsanların bir gün değil, bir ömür refah içinde yaşayabileceği bir düzeni hep birlikte kurabiliriz."

"TÜM VATANDAŞLARIMIZA ÇAĞRIMIZ: HAKKIMIZ OLAN GELECEĞİ BİR YASTIK ALTINA GÖMMEYİN"

Konuşmasını vatandaşlara çağrıda bulunarak kapatan Yılmaz Bozyokuş, umudu elden bırakmamak gerektiğini söyledi:  
"Beyoğlu’ndan tüm vatandaşlarımıza sesleniyorum: Geleceğiniz size sunulmaz, onu hep birlikte inşa ederiz. Bu düzeni değiştirmek için umudumuzu kaybedersek, hakkımız olan yarınları bugünden kaybetmiş oluruz. Gelecek Partisi olarak, halkımızın alın terini hakkıyla kazanacağı bir ekonomik düzeni inşa etmek için buradayız. Birlikte çalışacağız, birlikte başaracağız."