Tweet |
Cumhuriyet Halk Partisi Ticaret Bakanlığından sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Volkan Demir, hazırladığı yazılı açıklamada, Gelir İdaresinin 15.08.2024 tarihinde yayınladığı ve halen web sitesinde de bulunan taslak tebliğinde Katılma Payı adı altında mükelleflere ait verilerin satılmak istendiğini belirterek, ‘Tebliğ ile Vergi Mükelleflerine Ait Bilgiler mi Satılacak?’ sorusunu iletti.
Bir firmanın beyannamesinin, gelir tablosunun, bilançosunun veya diğer mali bilgilerinin, üçüncü şahıslarla muvafakat karşılığında veya para karşılığında Gelir İdaresi tarafından paylaşılmasının, vergi mahremiyeti ilkesine aykırı olduğunu hatırlatan CHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Volkan Demir; bu durumun; gizlilik ihlali, güven erozyonu ve etik sorunları beraberinde getireceğini ifade etti.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Volkan Demir, gelir tablosu, bilanço ve beyanname gibi verilerin Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından her türlü kurum ve kuruluşla paylaşılmasının, kişisel verilerin korunması ve veri güvenliği açısından ciddi sakıncalar doğuracağını belirterek. “Bu tür uygulamalar, vergi mahremiyeti ve kişisel veri gizliliği ilkelerine aykırıdır ve tüzel kişilerin ticari sırlarının, rekabet avantajlarının ve itibarlarının zarar görmesine neden olabilir. Dolayısıyla, bu tür verilerin paylaşımının engellenmesinin hem yasal hem de etik açıdan önemli olduğunu değerlendiriyorum.” dedi.
CHP Ticaret Bakanlığı’ndan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Volkan Demir’in açıklaması şöyle:
TEBLİĞ İLE VERGİ MÜKELLEFLERİNE AİT BİLGİLER Mİ SATILACAK?
Gelir İdaresinin 15.08.2024 tarihinde yayınladığı ve halen web sitesinde de bulunan taslak tebliğinde Katılma Payı adı altında mükelleflere ait veriler satılmak istenmektedir.
“Vergi mahremiyeti, mükelleflerin ticari sırlarının, mali durumlarının ve kişisel bilgilerinin gizli tutulmasını sağlar. Bu durum, vergi sistemine olan güvenin korunması açısından son derece önemlidir. Mükelleflerin bilgilerinin korunması hem kişisel hem de ticari anlamda zarara uğramalarının önüne geçer.”
GİZLİLİK İHLALİ, GÜVEN EROZYONU VE ETİK SORUNLARI BERABERİNDE GETİRECEKTİR
Bir firmanın beyannamesinin, gelir tablosunun, bilançosunun veya diğer mali bilgilerinin, üçüncü şahıslarla muvafakat karşılığında veya para karşılığında Gelir İdaresi tarafından paylaşılması, vergi mahremiyeti ilkesine aykırıdır. Kanun maddesinde, bu tür bilgilerin gizli tutulması gerektiği açıkça belirtilmiştir.
Bu durum; gizlilik ihlali, güven erozyonu ve etik sorunları beraberinde getirecektir.
Taslak tebliğde Katılma payı alınabilecek bilgiler ve taraflar şöyle sıralanmıştır;
MADDE 4- (1) 213 sayılı Kanunun mükerrer 413. maddesinin birinci fıkrası gereğince, Başkanlık sistemlerinde yer alan ve mezkûr Kanunun 5 inci maddesi kapsamında üçüncü kişilerle paylaşılabilecek bilgilerin anılan madde hükümleri çerçevesinde genel yönetim kapsamındaki kamu idareleri dışındaki kamu kurum ve kuruluşları ve tüzel kişilerle paylaşılması karşılığında katılma payı alınacaktır.
VERİLERİN PAYLAŞIMININ ENGELLENMESİ HEM YASAL HEM DE ETİK AÇIDAN ZORUNLULUKTUR
Burada üçüncü kişilerin hiçbir tanımı yoktur bu firmalar kimdir ne amaçla bunları alır belli değil, özellikle finans kuruluşlarının içinde bu verileri onlarda başka firmalar aktarabilir ya da farklı değerlemeler yapabilir.
• Bir tüzel kişinin gelir tablosu, bilançosu ve beyannamesi, şirketin ticari faaliyetlerini, mali durumunu ve ticari sırlarını ortaya koyduğu için, bu veriler de kişisel veri kapsamında değerlendirilmelidir.
• Gelir tablosu, bilanço ve beyanname gibi mali verilerin üçüncü kişilerle paylaşılması, tüzel kişinin ticari sırlarının ve rekabet avantajının ifşa edilmesine yol açabilir.
• Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından bu tür verilerin çeşitli kurum ve kuruluşlarla paylaşılması, veri güvenliği açısından ciddi riskler doğurabilir. Özellikle, bu verilerin yeterli güvenlik önlemleri alınmadan paylaşılması durumunda, veri sızıntıları veya yetkisiz erişimler söz konusu olabilir.
• Vergi bilgilerinin, Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından üçüncü kişilerle (her türlü kurum ve kuruluş) paylaşılması, bu verilerin amaç dışı kullanımına neden olabilir.
• Gelir İdaresi Başkanlığı gibi bir kamu kurumunun, mali bilgileri üçüncü kişilerle paylaşması, kamu güvenini ciddi şekilde sarsabilir.
• Kişisel verilerin korunması hem etik hem de hukuki bir sorumluluktur. Bu durum, tüzel kişiler açısından hukuki uyuşmazlıkların doğmasına da sebep olabilir.
• Mali verileri ve muhasebe kayıtlarını oluşturan, Gelir İdaresine bildiren meslek mensuplarının (muhasebeci, mali müşavir, yeminli mali müşavir gibi) yok sayılması aradan çıkartılmasını sağlar asıl veriyi oluşturan meslek mensuplarıyken değersizleştirilmesi sağlanmaktadır
Gelir tablosu, bilanço ve beyanname gibi verilerin Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından her türlü kurum ve kuruluşla paylaşılması, kişisel verilerin korunması ve veri güvenliği açısından ciddi sakıncalar doğurur. Bu tür uygulamalar, vergi mahremiyeti ve kişisel veri gizliliği ilkelerine aykırıdır ve tüzel kişilerin ticari sırlarının, rekabet avantajlarının ve itibarlarının zarar görmesine neden olabilir. Dolayısıyla, bu tür verilerin paylaşımının engellenmesinin hem yasal hem de etik açıdan önemli olduğunu değerlendiriyorum.”