![]() |
Tweet |
Anahtar Parti Karabük İl Başkanı Sebahattin Uzun, Karabük ve Safranbolu’daki ekonomik durumu değerlendirerek, esnafın yaşadığı krizin artık dayanılmaz boyuta ulaştığını söyledi. Uzun, “Türkiye’de herkes ne kadar iyiyse biz de o kadar iyiyiz. İyi demek artık modadan ibaret oldu. Çünkü piyasada ne umut kaldı ne hareket. Safranbolu gibi bir dünya mirası şehirde bile esnaf kepenk kapatma noktasında” dedi.
Kendisi de ilçede işletmecilik yapan Uzun, yaşanan sıkıntıyı şu sözlerle anlattı:
“Ben konak işletiyorum, aynı zamanda üretim ve kafe sektöründeyim. Tur olmadığı günler konağımız bomboş kalıyor. Mazot 55 lira olmuş, vatandaş Muş’tan, Bingöl’den, Malatya’dan kalkıp buraya nasıl gelsin? Ne gelen var, ne giden. Kuş uçmaz kervan geçmez hale geldik.”
“SAFRANBOLU’NUN DEĞİL, EKONOMİNİN SUÇU VAR”
Safranbolu’nun tarihi ve kültürel zenginliğine rağmen turist çekememesinin nedeninin ekonomi olduğunu belirten Uzun, “Safranbolu’nun bir suçu yok. Sorun, vatandaşın cebinde para kalmaması. İnsanlar artık tatil değil, geçim derdinde. Akaryakıt, konaklama, yeme içme her şey ateş pahası. Bu şartlarda kimse yola çıkamıyor. Oysa Safranbolu, UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki en kıymetli şehirlerden biri” ifadelerini kullandı.
“EKONOMİK POLİTİKALAR DEĞİŞMEDİKÇE TURİZM CANLANMAZ”
Anahtar Parti olarak çözüm önerilerini de dile getiren Uzun, “Biz diyoruz ki; ekonomi düzelmeden hiçbir sektör nefes alamaz. Turizmi canlandırmak için önce halkın alım gücü artmalı. Akaryakıt, enerji ve konaklama maliyetleri düşürülmeden turizmi ayağa kaldırmak imkânsız. Biz üretimi, emeği ve yerel kalkınmayı merkeze alan yeni bir ekonomik model öneriyoruz” dedi.
“ANAHTAR PARTİ, ADALET VE EMEK ÜZERİNE KURULU BİR HAREKETTİR”
Sebahattin Uzun, açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
“Biz Anahtar Parti olarak rantın değil emeğin yanındayız. Halkın alın teriyle, esnafın emeğiyle büyüyecek bir Türkiye istiyoruz. Safranbolu’nun yolları turistle, dükkanları müşterilerle dolacaksa, bu ancak adaletli bir ekonomiyle mümkündür. Biz o adil düzeni kurmak için yola çıktık.”