Kıraç, özellikle enerji kaynaklarının yeniden tanımlandığı bir yüzyıla girildiğini vurguladı.

“MESAFELER KISALDI, DÜNYA TEK BİR EKRANA SIĞDI”

Kıraç, bilişim devrimiyle birlikte dünyanın fiziksel sınırlarının anlamını yitirdiğini belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Artık Amerika’daki, Avrupa’daki, Rusya’daki biriyle anında iletişim kurabiliyoruz. İnternet, bilgisayarlar, akıllı telefonlar… Bu araçlar mesafeleri ortadan kaldırdı. Dünyada olan biten her şey saniyeler içinde başka ülkeleri etkiliyor. İnsanlar birbirini daha çok duyuyor, daha çok görüyor ve birbirine benzemeye başlıyor.”

Bu hızlı yakınlaşmanın, aynı zamanda ülkeler arası rekabeti de keskinleştirdiğini belirten Kıraç, yeni güç dengelerinin artık sadece teknoloji üreten ülkeler tarafından belirlendiğini söyledi.

“YENİ ERK: ENERJİYİ VE BİLİŞİMİ ELİNDE TUTAN KAZANACAK”

Kıraç, yeni dünya düzeninde asıl gücün tanımının değiştiğini vurguladı:
“Eskiden güç; toprağı, nüfusu, petrolü fazla olan ülkenin elindeydi. Şimdi erk olabilmek için enerjiyi elinde tutmak ve bilişim altyapısını güçlü kurmak gerekiyor. Enerjiyi yöneten, ekonomik sistemin de lideri olur.”

“YENİ STRATEJİK KAYNAK TOPRAĞIN DERİNLİĞİNDE”

Yeni dünya düzeninin en kritik değişim alanının enerji kaynakları olduğunu belirten Kıraç, çarpıcı bir tespit yaptı:
“20. yüzyıl petrol ve doğalgaz yüzyılıydı. Bugün ise tablo değişiyor. Nadir toprak elementleri yeni çağın petrolü oldu. Bu elementler olmadan teknoloji üretilemez; savunma sanayii çalışamaz; bilişim altyapısı büyüyemez. Bu nedenle dünya yeni bir enerji rekabetine sürüklendi.”

Petrol eski önemini yitirmiştir. Doğalgaz hâlen büyük önem taşımaktadır. Nadir toprak elementleri ise uzay, savunma ve bilişim teknolojileri için vazgeçilmez konumdadır. Dünyada en büyük nadir toprak elementi rezervi Çin’de bulunurken, ikinci sırada Türkiye yer almaktadır. Bu kaynakları elinde tutan ve etkin biçimde kullanabilen ülkeler küresel erk haline gelmektedir. Türkiye de bu potansiyele sahiptir. Yeni dünya düzeni, enerji kaynaklarına ve tatlı su kaynaklarına ulaşma mücadelesi üzerine kurgulanmaktadır.

Tatlı su kaynaklarının da gelecek yüzyılın en kritik meselesi haline geleceğini ifade eden Kıraç, ülkelerin su krizi üzerinden yeni çatışma alanlarına sürüklendiğine dikkat çekti.

“TÜRKİYE BU YARIŞIN NERESİNDE OLACAK? KARAR BUGÜNDEN VERİLECEK”

Kıraç, Türkiye’nin bu büyük dönüşümün tam ortasında olduğunu ve hazırlıklarını doğru yaparsa önemli bir avantaj elde edeceğini belirtti:
“Ülkemiz zengin maden yataklarına, genç nüfusa, büyük bir teknoloji potansiyeline sahip. 

Ama yeni yüzyıla hazır mıyız? 

Bilişim altyapımızı güçlendire biliyor muyuz? 

Enerji stratejimizi bu yeni kaynaklara göre güncelliyor muyuz? 

Bu sorular doğru yanıtlanmazsa Türkiye bu yarışta geri kalır.”

ATA PARTİ’NİN VİZYONU: GERÇEKÇİ, BİLİMSEL, GELECEĞİ OKUYAN POLİTİKA

Kıraç, ATA Parti’nin bu konuda Türkiye’nin ihtiyacı olan vizyonu taşıdığını belirterek sözlerini şöyle tamamladı:
“Biz ATA Parti olarak günü değil, geleceği okuyan bir siyaset inşa ediyoruz. Türkiye’nin enerji stratejisi, bilişim altyapısı ve yeni dünya düzenindeki konumu ancak bilimsel, planlı ve akıllı bir yönetimle güçlenir. Bu da bizim en güçlü iddiamızdır.”