“Bugün milyonlarca insanın maaşı, cüzdanına girmeden eriyor. Raflardaki fiyatlar, her hafta bir önceki etiketi yutuyor. Rakamlar büyüyor ama sofralar küçülüyor. Bu tablo, ne başarıyla açıklanabilir ne de istatistikle örtülebilir.”
Durmaz, Türkiye’de ekonomik planlamanın uzun süredir toplumun gerçek ihtiyaçlarından koptuğunu vurgulayarak, “Bir ülkenin asgari ücreti, partilerin kararına göre değil, milletin geçim koşullarına göre belirlenmelidir.” dedi.

“Emekçinin Alın Teri, Siyasi Hesaplara Kurban Edilmemelidir”

Abdulkadir Durmaz, asgari ücretin belirlenme sürecinin siyasetten arındırılması gerektiğini belirterek,
“Asgari ücret, bir pazarlık değil, bir vicdan konusudur. Emekçinin alın teri, siyasi hesaplara kurban edilemez. Hükûmetin görevi, toplumun en kırılgan kesimini korumaktır; rakamlarla oynayarak geçim derdini gizlemek değil.”
ifadelerini kullandı.
Durmaz, asgari ücretin yaşam maliyetleriyle orantılı biçimde yükseltilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Bugün 33 bin lira seviyesinin altındaki her teklif, halkın gerçeklerine sırt çevirmektir. Bu millet, geçinmek değil, yaşamak istiyor.” dedi.

“Ekonomik Adalet Olmadan Toplumsal Huzur Sağlanamaz”

Saadet Partisi Balıkesir İl Başkanı, adalet ilkesinin sadece hukukta değil ekonomide de geçerli olması gerektiğini belirtti:
“Bir ülkede adalet sadece mahkeme salonlarında aranıyorsa, ekonomi çökmeye başlamış demektir. Bugün adaletin eksikliği, sofralarda hissediliyor. Emeğin değeri düşerse, toplumsal huzur da sarsılır. Bizim davamız, adil bölüşüm ve alın terine hakkını teslim eden bir Türkiye davasıdır.”
Durmaz, ekonomik büyümenin sadece üretimle değil, gelir dağılımındaki dengeyle mümkün olacağını ifade ederek, “Refahın anlamı, birkaç zenginin daha zenginleşmesi değil, milyonların insanca yaşayabilmesidir.” dedi.

“Saadet Partisi, Alın Teri Ekonomisinin Teminatıdır”

Abdulkadir Durmaz, açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
“Saadet Partisi olarak biz, emeği siyasetin değil, adaletin konusu olarak görüyoruz. Türkiye’nin kurtuluşu, alın terine değer vermekten geçer. Biz, kimseyi dışlamadan, herkesin onurlu bir yaşam sürdüğü bir Türkiye istiyoruz. Asgari ücret tartışmaları, bu mücadelenin sadece bir parçasıdır; çünkü biz, adaletin olmadığı bir ekonomide kalıcı refahın mümkün olmadığını biliyoruz.”